Bu gezilerde grup olarak gideceğimiz mekanlarda insanlığın varoluşundan itibaren genetik kodlamalarımızda barındırdığımız kolektif alanlardaki etkilerin bizi nasıl yönlendirdiğini, toplumsal travmaları farketmeden nasıl taşıdığımızı görüp, o bilinç düzeylerinden çıkarak kendimizi ve bu alanları şifalandıracağız.
İnsan olarak sadece kendimiz ve kendi ruhsal büyümemiz için bu dünyaya gelmediğimizi, en derininde hepimizin içinde “bu dünya için bir şeyler yapmalıyım” arzusunun olduğunu biliyoruz. İçinde bulunduğumuz konumda ve koşullarda bu arzumuzu ve dileğimizi hayata geçirmenin kapılarını açacağız. Bu dünya için bir şey yapma dileğimizin altında hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki, bu dünyaya tekrar biz geleceğiz ve kolektif alanlar ne kadar şifalanırsa, bu gezegenin değişim dönüşüm süreçlerinde sevgiyi yaşatma imkanı o kadar yükselecek.
Bu gezilerde ziyaret edeceğimiz kutsal mekanlarda varoluşundan beri asıl amaç kendi manevi yönümüzü hiç bir şekilde gözden kaçırmamak, egoya, doyumsuzluğa teslim olmamaktı. Zaman içinde bu amaç gözden kaçırıldı ve kişisel çıkarlar ağır bastı. Bu da bu mekanların üzerinde olumsuzluklar yarattı. Mekanların bize özünde sunduğu “benden bize yolculuğu” ile bilgi ve bilgeliklerin üzerine perdeler çekildi. “Benden bize yolculuğu” varoluşun bütün formlarını kabul edip, hiç bir şeyi yargılamadan, sevgi ile yeni fikirlere ve çözümlere açık olmaktır. İnsan olarak hep varoluşun sırlarını aradık. Aslında bütün sırların özünde hepimizin özlemini çektiği sevgi yatıyor. Sevginin içinde yaşamak, sevgiyi güçlü kılmak, hem kendi ruhsal boyutumuzda büyümek demektir, hem de bütünün hayrına yapabileceğimiz en kutsal hizmettir.
Aynur Salış’ın yönettiği spiritüel geziler yılda bir defa gerçekleştirilecek. Kutsal mekanlarda veya doğada meditasyonlar ve derin sükunet zamanları ile önce kendimizi tanımaya, sonra bütünün bir parçası olarak yapabileceklerimiz konusunda bilinçlenip bunları yaşatmaya gideceğiz.